26.02.2025
Yapay Zeka Çağında Eleştirel Düşünce: Kolaylık mı, Kognitif Tembellik mi?
Son yıllarda yapay zeka teknolojilerinin hayatımızın her alanına nüfuz etmesiyle birlikte, bu teknolojilerin zihinsel yeteneklerimiz üzerindeki etkisi giderek daha fazla tartışılıyor. Michael Gerlich'in Societies dergisinde yayımlanan yeni araştırması, yapay zeka kullanımının eleştirel düşünce becerileri üzerindeki potansiyel olumsuz etkilerine dikkat çekerken, aslında çok daha derin bir sorunu gündeme getiriyor: Dijital çağda eleştirel düşüncenin geleceği.
Dijital Asistanlardan Dijital Bağımlılığa
Gerlich'in 666 katılımcıyla gerçekleştirdiği kapsamlı çalışma, yapay zeka kullanımı ile eleştirel düşünce becerileri arasında dikkat çekici bir negatif korelasyon olduğunu ortaya koyuyor. Araştırma, yapay zeka araçlarının bilişsel yükü azaltarak verimliliği artırdığını gösteriyor, ancak bu durumun bazı beklenmedik sonuçları var. Yapay zeka kullanımı arttıkça, "bilişsel tembellik" olarak adlandırılan bir fenomen ortaya çıkıyor. Beynimiz, yapay zekanın sunduğu hazır çözümlere alıştıkça, kendi başına düşünme ve analiz etme süreçlerini giderek daha az kullanmaya başlıyor.
Bu durum, özellikle genç nesiller arasında daha belirgin. Araştırmaya göre, Z kuşağı katılımcılar yapay zekayı günlük hayatlarında daha sık kullanıyor ve eleştirel düşünce testlerinde daha düşük skorlar elde ediyor. Ancak bu durumu basitçe bir "kuşak sorunu" olarak nitelendirmek yetersiz kalır. Söz konusu olan, teknolojik adaptasyon sürecinin getirdiği daha karmaşık bir dönüşüm.
İlginç bir şekilde, araştırma yüksek eğitim seviyesine sahip kişilerin yapay zeka kullanımına rağmen eleştirel düşünce becerilerini daha iyi koruduğunu gösteriyor. Bu bulgu, eğitimin yapay zekanın potansiyel olumsuz etkilerine karşı bir tür "koruyucu kalkan" görevi görebileceğini düşündürüyor. Ancak modern eğitim sistemlerimizin öğrencileri yapay zeka çağına hazırlamak için yeterli donanımı sağlayıp sağlamadığı hala tartışmalı bir konu.
Araştırmanın en çarpıcı bulgularından biri, yapay zeka kullanımının sadece pratik becerileri değil, aynı zamanda düşünme biçimlerimizi de etkilediği yönünde. Katılımcıların %60'ı, yapay zeka kullanımının kendi düşünme süreçlerini değiştirdiğini belirtiyor. Bu değişim, özellikle problem çözme ve karar verme süreçlerinde kendini gösteriyor. Yapay zeka araçlarına aşırı bağımlılık, kişilerin kendi muhakeme yeteneklerine olan güvenlerini azaltabiliyor.
Bununla birlikte, yapay zekanın tamamen olumsuz bir etkisi olduğunu söylemek de yanıltıcı olur. Araştırma, yapay zeka kullanımının bazı alanlarda bilişsel performansı artırdığını da gösteriyor. Örneğin, karmaşık veri analizi ve hızlı bilgi işleme konularında yapay zeka kullanıcıları daha başarılı performans sergiliyor. Ancak bu avantaj, derinlemesine analiz ve eleştirel değerlendirme gerektiren konularda dezavantaja dönüşebiliyor.
Peki bu durumda ne yapmalıyız? Gerlich'in araştırması, yapay zeka kullanımının tamamen reddedilmesi yerine, bilinçli ve dengeli bir yaklaşımın benimsenmesi gerektiğini vurguluyor. Bu dengenin sağlanması için bazı stratejiler öne çıkıyor:
Birincisi, eğitim sistemlerinde eleştirel düşünce becerilerinin güçlendirilmesi şart. Bu sadece klasik eğitim yöntemleriyle değil, yapay zeka teknolojilerinin eleştirel düşünceyi destekleyecek şekilde kullanılmasıyla da mümkün olabilir. İkincisi, "dijital detoks" veya "düşünme molaları" gibi uygulamaların günlük rutinlerimize entegre edilmesi önemli. Bu molalar, beynimizin kendi başına düşünme ve analiz etme yeteneklerini canlı tutmaya yardımcı olabilir.
Üçüncü ve belki de en önemli strateji, meta-bilişsel farkındalığın artırılması. Yani kendi düşünme süreçlerimiz üzerine düşünmeyi öğrenmek ve yapay zeka kullanımının bu süreçleri nasıl etkilediğinin farkında olmak. Bu farkındalık, teknoloji kullanımında daha bilinçli tercihler yapmamızı sağlayabilir.
Yapay zeka teknolojilerinin bilişsel yeteneklerimiz üzerindeki etkisi, sandığımızdan daha karmaşık ve çok boyutlu. Bu teknolojileri körü körüne reddetmek yerine, potansiyel risklerinin farkında olarak ve bilinçli kullanım stratejileri geliştirerek ilerlemek daha akılcı görünüyor. Belki de asıl mesele, yapay zekanın eleştirel düşünceyi nasıl zayıflattığı değil, onu nasıl güçlendirebileceğimiz olmalı.
Gerlich'in araştırması, yapay zeka çağında eleştirel düşüncenin önemini bir kez daha vurguluyor. Önümüzdeki yıllarda, teknolojik gelişmelerle birlikte bu alandaki tartışmaların daha da derinleşeceği açık. Bu süreçte, eleştirel düşünce becerilerimizi korumak ve geliştirmek, sadece bireysel değil, toplumsal bir sorumluluk olarak karşımıza çıkıyor.
Referans
Gerlich, M. (2025). AI Tools in Society: Impacts on Cognitive Offloading and the Future of Critical Thinking. Societies, 15(6), 1-28. https://doi.org/10.3390/soc15010006